Yine bir Dolunay zamanındayız. Dolunaylar; duygusal ve içsel tamamlanma, farkındalık ve serbest bırakma zamanıdır. Ay, Güneş’in tam karşısına geldiğinde, yani Dolunay evresinde, Güneş ve Ay karşıt açıda olur. Bu karşıtlık, gezegenlerin enerjilerinin zirveye ulaşmasını simgeler ve genellikle kapanış, sonlanma ve tamamlama ile ilişkilendirilir.
Bizi bu kadar etkileyen bu muazzam göksel haraketlere, biraz yakından bakalım. Ay fazlarını madde madde yazalım istedik. Bu esnada kaynağımız Nasa oldu, belirtmeden geçemezdik…
Güneş Sistemi’nde, kendi ışığıyla parlayan tek nesne Güneş’tir. Bu ışık, her zaman Güneş’in yönünden Dünya ve Ay’a doğru gelir, gezegenimizin yörüngesinde yarısını aydınlatırken Ay’ın yüzeyine yansıyarak ay ışığını oluşturur. Bazen Ay’ın tamamı parlak bir şekilde ışıldar. Diğer zamanlarda yalnızca ince bir hilal şeklinde ışık görünür. Bazen de Ay tamamen kaybolmuş gibi görünür. Bu değişimler, Ay evreleri olarak adlandırılır.
Sekiz Ay evresi ise sırasıyla şunlar; yeni ay, büyüyen hilal, ilk dördün, büyüyen gibbus, dolunay, azalan gibbus, son dördün ve azalan hilal. Bu döngü her ay (29,5 günde bir) tekrar eder.
Dünya gibi, Ay’ın da bir gündüz tarafı ve bir de gece tarafı vardır ve Ay dönerken bu taraflar değişir. Güneş her zaman Ay’ın yarısını aydınlatırken, diğer yarısı karanlık kalır, ancak bizim Ay’ın aydınlanan kısmının ne kadarını görebileceğimiz, Ay’ın yörüngesinde ilerledikçe değişir.
Şimdi, Ay’ın evrelerine ve Güneş ile Ay’ın hareketlerinin, Dünya’daki Kuzey Yarımküre’den nasıl göründüğüne bakalım:
Yeni Ay
Bu, Ay’ın görünmeyen evresidir; Ay’ın aydınlık tarafı Güneş’e bakarken, gece tarafı Dünya’ya yönelmiştir. Bu evrede Ay, Güneş ile aynı gökyüzü kısmında yer alır ve Güneş ile birlikte doğmakta ve batmaktadır. Aydınlık tarafı Dünya’dan tamamen uzak olduğundan, aynı zamanda gündüz vaktindedir! Unutmayın, bu evrede Ay genellikle Dünya ile Güneş’in tam arasına gelmez; çünkü Ay’ın yörüngesinin eğikliği nedeniyle, sadece Güneş’e yakın bir noktadan geçer.
Büyüyen Hilal
Bu gümüş renginde ince Ay, Ay’ın aydınlık yarısının çoğunlukla Dünya’dan uzak olduğu, ancak gezegenimizden sadece küçük bir kısmının görülebildiği evredir. Ay her gün biraz daha büyür, çünkü Ay’ın yörüngesi Ay’ın gündüz tarafını daha görünür hale getirir. Her gün Ay, biraz daha geç bir saatte doğar.
İlk Dördün
Ay, aylık yolculuğunun dörtte biri kadar ilerlemişken, aydınlık tarafının yarısını görüyorsunuz. İnsanlar buna genellikle “yarım ay” derler, ancak gökyüzünde gerçekten gördüğünüz şey tam olarak bu değildir. Ay’ın tamamının yalnızca aydınlanan yarısının yarısını görüyorsunuz. İlk dördün Ay’ı öğle civarında doğar ve gece yarısı civarında batarken, akşam saatlerinde gökyüzünde oldukça yüksekte olur ve mükemmel bir gözlem imkanı sunar.
Büyüyen Gibbus
Artık Ay’ın çoğunlukla aydınlanan tarafı tamamen görünür olmuştur ve Ay gökyüzünde daha parlak görünür.
Dolunay
Bu, Ay’ın tamamının Güneş tarafından aydınlatılan kısmını görmeye en yakın olduğumuz zamandır (bu, teknik olarak gerçek yarım ay olarak kabul edilebilir). Ay, Dünya’dan bakıldığında Güneş’in tam karşısına gelir ve Ay’ın gündüz tarafı ortaya çıkar. Dolunay, güneş batarken doğar ve güneş doğarken batarken, Ay birkaç gün boyunca dolunay gibi görünür.
Azalan Gibbus
Ay, Güneş’e doğru geri hareket etmeye başladığında, Ay’ın karşı tarafı ışığı yansıtır. Aydınlık tarafı küçülüyormuş gibi görünse de, aslında Ay’ın yörüngesi sadece bu kısmı bizim bakış açımızdan görünmeyen bir noktaya taşıyor. Ay, her gece biraz daha geç doğar.
Son Dördün
Ay, Dünya’dan bakıldığında yine yarısı aydınlanmış gibi görünür, ancak gerçekte Güneş tarafından aydınlatılan Ay’ın sadece yarısının yarısını görüyorsunuz — yani dörtte biri. Son dördün Ay’ı, diğer adıyla üçüncü dördün, gece yarısı civarında doğar ve öğle saatlerinde batar.
Azalan Hilal
Ay, yörüngesindeki noktasına neredeyse geri döner ve gündüz tarafı doğrudan Güneş’e bakarken, biz yalnızca ince bir yay şeklinde görebiliriz.
İlk yorum yapan siz olun