Édouard Louis’den "Değişmek"

Fransız edebiyatının yükselen yıldızı Édouard Louis, “Değişmek” ile okurla buluşuyor. Yazar, özyaşamını sarsıcı bir açıklıkla kaleme alıyor. Yazar, çocukluğunda maruz kaldığı şiddetin ve yoksulluğun izlerini silmek için giriştiği mücadeliyi anlatıyor. Aynı zamanda, geçmişin karanlık gölgesinden kurtulmak için verdiği dönüşüm mücadelesini derinlemesine yer veriyor.

Başka Biri Olmak İçin Her Şeyi Yıkmak Gerekebilir

“Tek bir soru hayatımın merkezine yerleşmişti: Geçmişimden nasıl ve ne şekilde intikam alabilirdim? Her şeyi denedim.”

Édouard Louis; taşrada yoksulluk, ayrımcılık ve homofobiyle çevrili bir hayatın içine doğdu. O dünyadan kurtulmak, o geçmişi geride bırakmak ve de yeni bir kimlik inşa etmek zorundaydı. İsmini, konuşmasını, davranışlarını, hatta bedenini değiştirdi. Şiddete kurban gitmiş çocukluğunun intikamını almak için her şeyi göze aldı. “Değişmek”, bu yolculuğun tüm çırpınışlarını, bedellerini ve kırılmalarını gözler önüne seriyor.

“Değişmek”, yalnızca bireysel bir kurtuluş hikâyesi değil. Aynı zamanda, sınıfsal eşitsizlikler, ırkçılık, homofobi ve toplumsal dışlanmışlık üzerine çarpıcı bir edebi analiz sunuyor. Louis, işçi sınıfından geldiği dünyayla entelektüel elitlerin dünyası arasında sıkışmışlığı yansıtıyor. Ayrıca bireyin ruh hâlini, bedeninde ve zihninde yaşadığı dönüşümü hem politik hem şiirsel bir dille aktarıyor.

Édouard Louis Hakkında

1980 sonrası Fransız edebiyatının en etkili seslerinden biri olarak kabul ediliyor. Édouard Louis, daha önce yayımlanan “Eddy’nin Sonu”, “Babamı Kim Öldürdü” ve “Şiddetin Tarihi” kitaplarıyla büyük ses getirdi. Eserleri 20’den fazla dile çevrildi. Dünya genelinde çok sayıda akademik tartışmanın ve kültürel değerlendirme metinlerinin konusu oldu. “Değişmek”, yazarın şimdiye kadarki en kişisel ve en evrensel romanı olarak öne çıkıyor.