İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Geometriyle Haritalanmış Bir Kozmos: Zeybek’in İlk Solo Sergisi Bozlu Art Project’te

Bozlu Art Project Merve Zeybek’in “İçsel Harita” başlıklı ilk kişisel sergisini sunuyor.

Genç sanatçı Merve Zeybek, ilk kişisel sergisinde izleyiciyi içe dönük, meditatif ve zamansız bir yolculuğa davet ediyor. 17 Mayıs tarihine dek Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda görülebilecek sergi, sanatçının hem görsel hem düşünsel olarak beslendiği İslam estetiğini, soyut sanatın çağdaş formlarıyla bir araya getiriyor. Kâğıt üzerine kurduğu çalışmalarda, el yazmalarının sayfa düzeni ve tezyinat anlayışı yeniden şekilleniyor; klasik süsleme mantığı, çağdaş soyutlamayla birleşiyor. Sanatçının başlıca ilham kaynaklarından biri olan sanat tarihçisi Oleg Grabar’ın “süsleme ve soyutlama arasında bir arayüz” olarak tanımladığı geometri, bu sergide adeta sessiz bir dil gibi kâğıda yayılıyor.

Zeybek’in görsel dünyası, temsil fikrinin ötesine geçen ve her şeyi eşit değerle ele alan bir yaklaşım üzerine kurulu. İslam sanatının ikonik imgelerden kaçınan doğası, burada yeni bir okuma zemini buluyor: Sayfaların her köşesinden çıkan bitkiler, parçalanmış harf formları, mürekkebe dönüşen kelimeler… Sanatçı, topografik bir bütünlük kurarak her bir sayfayı doğaya, yaşama ve sezgiye dair mikro birer evrene dönüştürüyor. Zeybek’in oluşturduğu bu manzaralar, yalnızca doğayı yansıtmıyor; onunla bütünleşiyor. Mantarların elektrik sinyalleriyle kurduğu iletişim ağlarını andıran bu yapılar, görsel olarak da birbirine bağlanarak dev bir organizma gibi serginin tümüne yayılıyor. Böylece doğa yalnızca temsili bir unsur değil, çalışmanın yapıtaşlarından biri haline geliyor.

Sergi, izleyiciye yalnızca görsel bir deneyim değil, aynı zamanda varlıkla yokluk, geçmişle şimdi, görünenle görünmeyen arasında bir düşünsel gezinti sunuyor. Zeybek’in çalışmaları, farklı zamanları ve coğrafyaları zar atar gibi bir araya getirerek olasılıklarla örülmüş bir kozmos kuruyor. Bu kozmos, rastlantısal gibi görünen ama içsel bir mantıkla örgütlenen bir evreni andırıyor. Sanatçının altın varakla parçalara dokunuşu ise, bu evrene hem maddi hem manevi bir ışık katıyor. Altından sızan bu ışık, adeta bir şiirin dizeleri gibi tüm ihtimalleri sarıyor; kâğıt yüzeyini zamandan ve mekândan bağımsız bir haritaya dönüştürüyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir