Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerinden Arjantinli yazar Jorge Luis Borges, aralık ayında üç kitabıyla Can Yayınları’nda. Borges’in 1930’lu yıllarda kaleme aldığı felsefeye, teolojiye, edebiyata dair kısa denemelerinden oluşan eseri Tartışmalar, yazarın düşsel bir evreni kurguladığı, en sevilen hikâye derlemelerinden Ficciones, 1920’lerden 1970’lere kadar birçok kitap için yazdığı önsözlerden oluşan ve ilk kez Türkçe yayımlanan Önsözler Kitabı bu ay okurla buluşuyor.
Latin Amerika edebiyatının en önemli temsilcilerinden Jorge Luis Borges, Tartışmalar, Ficciones ve Önsözler Kitabı eserleriyle aralık ayında Can etiketiyle okurla buluşuyor.
Tartışmalar: Edebiyat, mitoloji ve felsefenin derinliklerine metaforik bir kazı
Borges’in 1930’lu yıllarda kaleme aldığı Tartışmalar, felsefeye, teolojiye, mitolojiye ve edebiyata dair kısa denemelerinden oluşuyor: Akhilleus ile kaplumbağa paradoksu, zaman içinde bir an olarak uzam, Kabala, kutsal üçlü gizemi, cehennem kültü, Chaplin, Sternberg, Fleming ve Vidor filmleri, okurun batıl inanışları, anlatı sanatı ve büyü, Arjantin edebiyatı ve gelenek/evrensellik meselesi, Flaubert’in ibretlik yazgısı… Bütün bunlar Borges’in kişiliğinin neredeyse samimi bir yansıması ve gelecekteki çalışmalarının anahtarı olan kitaba sığan sayısız temadan sadece birkaçı.
“Bu kitapta bir araya getirilen yazılar hakkında büyük bir açıklama yapmak gerekmez. ‘Anlatı Sanatı ve Büyü’, ‘Filmler’ ve ‘Gerçekliğin Postülasyonu’ birbirine eş kaygılara cevap veriyor ve sanırım nihayetinde birbirleriyle hemfikirler. ‘Bizim İmkânsızlıklarımız’, kimilerinin öne süreceği gibi zevksizlik abidesi bir yergi denemesi değil; varoluşumuzun pek de görkemli olmayan belirli nitelikleriyle ilgili üstü kapalı, kederli bir rapor.”
İleri görüşlü ve şüpheci Borges, bizi büyülüyor.
Harold Bloom
Gizemli, sonsuz, çetrefil bir labirent: Ficciones
Ficciones’teki öyküler hem bildiğimiz yasaların hiçbirinin geçerli olmadığı alternatif bir edebî evren hem de kurmaca üzerine derinlikli bir tefekkür sunuyor. Sınırsızlık ve sarmal düzenler teması üzerine kurulu bu metinlerde, yazar okurunu Cervantes’ten Baudelaire’e, James Joyce’tan Louis-Ferdinand Céline’e uzanan bir yelpazede edebiyat tarihi gezintisine çıkarıyor. Her biri yüzlerce sayfa okumuşuz, evrenler içinde gezinmişiz izlenimi veren hikâyelerde, iç içe geçmiş dünyalardan oluşan düşsel bir evren anlatılıyor.
“Elinizdeki kitabı oluşturan yedi metin fazla açıklama gerektirmiyor. Yedincisi –yani ‘Çatallanan Yollar Bahçesi’– bir polisiye; okurlar bana kalırsa, amacını bilseler de, anlamayacakları bir suçun hem icrasına hem bütün ön hazırlıklarına tanık olacaklar. Diğerleriyse fantastik metinler; içlerinden biri –‘Babil Piyangosu’– sembolizm açısından pek masum sayılmaz. Babil Kütüphanesi’ne dair bir metin kaleme alan ilk yazar ben değilim; tarihine ve tarihöncesine dair ilginçlikler Sur dergisinin 59. sayısının Leucipo’dan Lasswitz’e, Lewis Carroll’dan Aristoteles’e birbirinden farklı isimlerin geçtiği sayfalarında incelenebilir. ‘Dairesel Harabeler’de her şey gerçekdışıdır; ‘Quijote’nin Yazarı Pierre Menard’da romanın başkahramanının kaderi baskın çıkar. Kendisine atfettiğim yazın listesi aşırı eğlenceli olmayabilir, gelişigüzel de değildir; zihinsel tarihinin bir diyagramıdır.”
Kurgu dilini herkesten çok o yeniledi.
J.M. Coetzee
Önsözler Kitabı: Edebî bir işaret fişeği
Borges’in 1920’lerden 1970’lere kadar birçok kitap için yazdığı önsözlerden oluşan Önsözler Kitabı ilk kez Türkçe olarak yayımlanıyor. Önsözlerin yaklaşık yarısı Lewis Carroll, Kafka, Melville, Joyce, Shakespeare, Spinoza, Poe, Valéry, Lovecraft gibi önemli yazarlarla klasik Batı edebiyatına, diğer yarısı ise Borges’in bir resmini çizmeye hevesli olduğu, karakteri ve özgünlüğü sorusu onun zamanında hâlâ tartışılan Arjantin edebiyatına odaklanıyor.
“Bildiğim kadarıyla bugüne dek önsözle ilgili bir teori ortaya koyan olmadı. Bu ihmalden ötürü kaygılanacak değiliz, ne de olsa hepimiz onun az çok ne olduğunu biliyoruz. Önsöz, üzücü çoğunlukta, sofra başı hitabetiyle kasvetli övgünameler arasında gidip gelir; içinde bolca, sorumsuzca boca edilmiş abartı bulunur, kuşkucu okuma bunları türün geleneği olarak kabul eder. Mevcut estetiği gözler önüne seren ve kanıtlamaya çalışan başka önsöz örnekleri de mevcuttur – Wordsworth’ün Lirik Baladlar eserinin ikinci baskısına yazdığı o hafızalardan silinmeyen incelemesi gibi.”
Sadece Borges dünyayı böylesine entelektüel bir titizlikle düşleyebilirdi.
Ian McEwan
İlk yorum yapan siz olun