İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Showgirl Estetiği Pop Kültürde Yeniden Yükseliyor

Kaynak: Vogue Australia – Jonah Waterhouse

Derleyen: Artistry of Good Editöryal Ekibi

Taylor Swift’in yeni albümü The Life of a Showgirl, 3 Ekim’de yayımlanacak. Albümün tanıtım görselleri, daha önce Reputation kapağını da çeken Mert Alaş ve Marcus Piggott imzası taşıyor. Swift; tüyler, file çoraplar, taşlı kostümler ve siyah kısa peruklarla klasik showgirl estetiğini çağrıştırıyor.

Bu yeni görsel dil yalnızca estetik bir tercih değil. Son yıllarını 2023’te başlayan ve hâlâ devam eden Eras Tour’a adayan Swift, kendini devasa bir sahne sanatçısı olarak kanıtladı. Showgirl imajı da aslında onun sürekli sahnede olma hâlinin doğal bir uzantısı.

Showgirl Estetiğinin Kültürel Kökenleri

Showgirl figürü, 1920’lere uzanan burlesk dans geleneğine dayanıyor. 1940’lar ve 50’lerde pin-up kültüründen önce ortaya çıkan bu estetik, özellikle Las Vegas’la özdeşleşti. Her ne kadar “ölmekte olan bir sanat” olarak görülse de Dita Von Teese gibi çağdaş burlesk sanatçıları geleneği yaşatmaya devam ediyor. Popüler kültürde ise Cher, Lady Gaga, Beyoncé ve Kylie Minogue gibi birçok isim kariyerlerinin farklı dönemlerinde showgirl estetiğini sahneye taşıdı.

Showgirl her zaman ihtişamı ve kutlamayı temsil etse de, aynı zamanda hüzünlü bir taraf da barındırıyor. The Last Showgirl filminde Pamela Anderson’ın canlandırdığı Las Vegas dansçısı ya da Moulin Rouge’daki Nicole Kidman’ın trajik Satine karakteri bu ikili anlamı öne çıkaran örneklerden. Swift’in yeni albümündeki The Fate of Ophelia şarkısı da benzer bir dramatik alt tona işaret ediyor.

Pop Kültürde Yeniden Yükseliş

Swift’le neredeyse aynı dönemde Addison Rae de ilk albümü Addison için showgirl estetiğini tercih etti. Rae’nin kostümleri, Paul Verhoeven’in 1995 tarihli Showgirls filmine doğrudan gönderme yapıyor. Vogue editörü Karen Leong’a göre Elizabeth Berkley’nin Nomi Malone karakteri hâlâ pop yıldızları için büyük bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Bu geri dönüş tesadüf değil. Miu Miu’nun son defilesinde Miuccia Prada, 1920’lerin flapper estetiğine göndermeler yapan konik sütyenler ve görünür iç çamaşırlarıyla “zorlu zamanlarda feminenliğe ihtiyacımız var mı?” sorusunu gündeme taşıdı. Alkışlar ise yanıtın “evet” olduğunu gösterdi.

Swift ve Showgirl’ün Evrensel Çekiciliği

Dünyanın en çok satan sanatçılarından biri olan Taylor Swift, kültürün nabzını tutma konusunda ustalığını bir kez daha gösteriyor. Showgirl, ulaşılamaz bir ikon gibi görünse de özünde “sahiplenme” ve “özgürleşme”yi temsil ediyor. Bu nedenle kadın sanatçılar, drag kültürü ve queer topluluklar için sahne adeta bir yuva.

Showgirl sadece parıltılı bir imaj değil; hepimizin içinde var olan ışıltı, direniş ve sahneye çıkıp dünyayı karşılamanın sembolü. Taylor Swift’in The Life of a Showgirl ile sunduğu şey de tam olarak bu: sahnede olmanın görkemli ama kırılgan hali.

⁠E-BÜLTEN ABONELİĞİ

E-Bülten aboneliğiyle en güncel haberler e-posta kutunuzda!

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×