İzmir’in güneydoğusunda, Torbalı ovasının bereketli topraklarına bakan bir tepenin yamacında yükseliyor Metropolis Antik Kenti. Ancak bu kez rotamız doğrudan oraya ulaşamadan, yağmurun planları değiştirdiği bir günde önce Birgi Köyü’ne uzandı. ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen’in ev sahipliğinde çok güzel bir gün geçirdik. Bu değişiklik başlı başına şahaneydi. Çünkü bu rota, Birgi’yle başlayan kültürel bir keşfe dönüştü.
Birgi: Derin Sessizlikte Gizli Bir Zenginlik
Öncelikle Birgi’den söz etmek gerekir. UNWTO (Dünya Turizm Örgütü) tarafından “Dünya Turizm Köyü” ilan edilen Türkiye’nin ilk ve tek köyü olan Birgi, tarihî dokusu ve kültürel katmanlarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Ayrıca köyde, dut ağaçlarının altında yürürken coğrafi işaretli Birgi ipeğini, Roma döneminden kalma taşları ve restore edilmeyi bekleyen Dervişoğlu Medresesi’ni görmek mümkün.


Bununla birlikte, British Museum’dan yıllar sonra geri dönen minber de burada sergileniyor. Üstelik anlatılanlar sadece yapılarla sınırlı değil. Kamalı Zeybek’ten Çakırcalı Mehmet Efe’ye, Kuva-yi Milliye’nin ilk örgütlü direnişinden Hasan Tahsin’in bireysel cesaretine uzanan hikâyeler, Birgi’yi yaşayan bir belleğe dönüştürüyor.
Torbalı: Toprağın, Sanayinin ve Tarihin Kesiştiği Nokta
Birgi’nin ardından Torbalı’ya geçiyoruz. Akşam yemeğinde Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir’le buluştuk. Başkan Demir’e göre Torbalı, yalnızca bir sanayi ve tarım kenti değil. Çünkü Ege Bölgesi’nin %17 sebze ve meyvesi bu ovalardan çıkıyor. Aynı zamanda Türkiye’ye en fazla katma değer sağlayan ilçelerden biri.

Diğer yandan bölgenin turizm potansiyeli de oldukça dikkat çekici. Örneğin Efes’e yılda 3.5 milyon turist geliyor. Başkan Demir, bu kitlenin sadece %3’ünü bile Torbalı’ya çekmeleri hâlinde ilçede turizmin başlayacağını belirtti. Özellikle Metropolis Antik Kenti ve inanç turizmi için çok büyük fırsatlar olduğunu vurguladı.
Metropolis: Yolların ve İnançların Kesiştiği Antik Kent
Yemekte bize eşlik eden Metropolis Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek, bu antik kente olan 33 yıllık bağlılığını şu sözlerle özetliyor: “Metropolis’e ilk geldiğimde sadece iki duvar kalıntısı vardı. Bugünse kent, akropolüyle, Roma ve Helenistik yapılarıyla gezilebilir bir arkeolojik parka dönüştü.”



Ayrıca Aybek, Küçük Menderes Nehri’nin taşıdığı bereketin bu bölgeyi tarih boyunca nasıl beslediğini anlattı. Bu sayede Metropolis, “yolların kesiştiği yer” tanımını tam anlamıyla karşılıyor. Hâlâ kullanılan antik yollar, İç Anadolu’dan Ege’ye ve İzmir’den güneye uzanan hatların kavşağında birleşiyor.
Dahası, kent yalnızca yolların değil, inançların da buluşma noktası. Pagan dönem buluntularının yanında burada çıkarılan kilise ve mozaikler dikkat çekiyor. Özellikle geçen yıl ortaya çıkan madalyon son derece çarpıcı. Üzerinde menorah, etrog ve Museviliğe özgü bir çalgı bulunan bu nadir eser, bugüne kadar yalnızca Kudüs’te görülmüştü. İkinci örneği ise şimdi Metropolis’te.

Bu keşif, Metropolis’in üç büyük inancı bir araya getiren bir merkez olduğunu kanıtlıyor. Kazılarda bulunan rahip kürsüsü ise Anadolu’daki ender örneklerden biri olarak tanımlanıyor. Aybek, kilise için büyük bir restorasyon projesi planlandığını ve bu çalışmaların kültürel diplomasi açısından büyük değer taşıdığını ifade ediyor.
ÇEKÜL Birgi Çevre, Kültür ve Sanat Evi: Bir Mirasın Kalbi
Bahsetmeden geçemeyeceğimiz özel konulardan biri de, ÇEKÜL Birgi Çevre, Kültür ve Sanat Evi’nin bu yıl 22. yaşını kutluyor oluşu.
ÇEKÜL Vakfı, bu yapıyı örgütlenme, eğitim ve ağaçlandırma çalışmaları için bir merkez hâline getirdi. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülen iş birlikleri sayesinde Birgi, kent bütününde korunmayı başardı.

Ayrıca bu başarı; köyün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmesi ve UNWTO’nun 2022 En İyi Turizm Köyleri arasında yer almasıyla pekişti. Komşu Bozdağ’da ise 2012’den bu yana ÇEKÜL 7 Ağaç Ormanları Programı kapsamında 1 milyon 10 bin fidan dikildi.
Eğitim tarafında da önemli bir etki yaratıldı. ÇEKÜL Bilgi Ağacı programı sayesinde 2016’dan bu yana 161 öğretmen ve 2.319 öğrenciye ulaşıldı. Aynı zamanda Sanat Evi’nde sınıflandırılmış 2.000 kaynaklık bir araştırma kütüphanesi bulunuyor.
ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, “Birgi’nin mirası sadece Birgi’ye ait değil. Bu, tüm Türkiye’nin ve dünyanın ortak mirasıdır. Biz bu değerleri koruyarak geleceğe taşımayı hedefliyoruz” diyerek vizyonlarını ortaya koyuyor.
Daha Güçlü Bir Dönüş
Son olarak belirtelim: ÇEKÜL Vakfı’nın 35. yılı onuruna düzenlenen Metropolis Doğa ve Kültür Şenliği, hava koşulları nedeniyle ileri tarihte yapılacak. Ancak hem Başkan Demir’in, hem Ilgın Sözen’in, hem de Kazı Başkanı Aybek’in ortak mesajı net: Bu sadece bir başlangıç.
Bu yaz yeniden, daha güçlü bir adımla yola devam. Bu kez Metropolis’in tiyatrosunu, kilisesini ve kadim yollarını yerinde dinlemek için bir araya geleceğiz.
E-BÜLTEN ABONELİĞİ
E-Bülten aboneliğiyle en güncel haberler e-posta kutunuzda!
İlk yorum yapan siz olun