Sanatçı Melek Zeynep Bulut, “The Recursion Project: Levh-i Mahfuz” adlı yerleştirmesiyle Londra Tasarım Bienali 2025 edisyonuna katılıyor. Eser, bienalin özel davetiyle izleyiciyle buluşacak.
Madde Hafızasına Sanatsal Bir Yaklaşım
Yerleştirme, madde hafızasını dünyayı ve zamanı şekillendiren bir kavram olarak ele alıyor. Bulut, cismin ötesine geçme arzusunu, biçim ve madde ilişkisi üzerinden ifade ediyor. Hafıza, yalnızca geçmişi değil; algıyı, varoluşu ve tekrarları da kapsıyor.



Sanatçı bu fikri şöyle tanımlıyor:
“Bir yerde bir mükemmellik vardır. Biz en başta onun içinde yer almışızdır. Oradan doğmuşuzdur. Ancak o bizden alınmıştır. İnsan burada başlar.”
Yansıtıcı Biçimler, Sonsuz Döngüler
Eserin ana yapısı, Türkiye’nin farklı bölgelerinden toplanan topraklarla üretilen yansıtıcılı parçalardan oluşuyor. Bu parçalar, “Recursion Oyunu” adlı sahnede yer alıyor. Her kurulumda izleyiciyle izlenenin yeri değişiyor. Böylece deneyim çok boyutlu bir algıya dönüşüyor.
Geometri, Ses ve Zaman
Kurgu, matematikte kullanılan “Tesseract Küpü”ne gönderme yapıyor. Asılı küp formunda yerleşen hafıza parçaları, ses ve ışık kompozisyonuyla destekleniyor. Ortaya çıkan atmosfer, zaman ve mekân kavramlarını askıya alan bir deneyim yaratıyor.
Hafızaya Açılan Bir Sahne
Levh-i Mahfuz Sahnesi her kurulduğu yerde, kolektif hafızaya ait parçaları yeniden görünür kılıyor. İzleyiciyi içine alan bu kurgu, “çerçeve” kavramı üzerinden algıyı yeniden şekillendiriyor.
Melek Zeynep Bulut’un “The Recursion Project: Levh-i Mahfuz” yerleştirmesi, maddeyle düşünceyi bir araya getiren güçlü bir çağdaş sanat önerisi sunuyor.
E-BÜLTEN ABONELİĞİ
E-Bülten aboneliğiyle en güncel haberler e-posta kutunuzda!
İlk yorum yapan siz olun