Urla’da gastronomi ile sinemanın buluştuğu özel bir festival gerçekleşti.
Festival direktörü Gülper Ergün ile Urla’da festivalin perde arkasına dair tüm merak edilenleri konuştuk. Fikrin doğumundan organizasyona, mekan seçiminden gelecek planlarına kadar pek çok sorunun yanıtını röportajımızda bulabilirsiniz.
Bu festivali hayata geçirme fikrinden, gerçekleşme aşamasına kadar geçen süreç ne kadar sürdü? Bu hayal nasıl ortaya çıktı?
Yaklaşık beş yıl önce, gastronomiyi dünyaya anlatmanın daha etkili yollarını düşünürken bu fikir doğdu. Uzun süre zihnimde şekillendi, notlara dönüştü, farklı alanlardan insanlarla paylaşıldı. Ama gerçek anlamda harekete geçmemiz son bir buçuk yıl içinde oldu. Bu süreçte çok şey öğrendik, düşündüğümüzden daha fazla üretim alanı ve ilham kaynağı olduğunu fark ettik. Bu festival, o arayışın ilk somut cevabı aslında.
“Festival, birçok kişinin emeğiyle, inancıyla ve zaman ayırmasıyla ortaya çıktı.“
Bu proje için ekip kurma süreci nasıl ilerledi? Kaç kişilik bir ekibin ürünü bu festival?
Bu yolculuk üç kişilik çekirdek bir ekiple başladı. Fakat daha en başından yanımızda sürece fikirleriyle katkı sunan danışmanlarımız, birlikte düşünen bir kurulumuz vardı. İş eyleme geçmeye başladıkça bu yapı doğal olarak büyümeye başladı. Bugün geldiğimiz noktada aktif bir ekipten, onlarca gönüllüden, birlikte yol aldığımız paydaşlardan söz edebiliriz. Ama bizim için önemli olan sadece sayı değil; bu festival, birçok kişinin emeğiyle, inancıyla ve zaman ayırmasıyla ortaya çıktı.
Festival mekanı olarak UrlaDam’ı seçme nedeniniz neydi?
UrlaDam bizim için yalnızca bir mekân değil, tam anlamıyla bir sanat merkezi. Birden fazla salonuyla aynı anda farklı etkinliklere ev sahipliği yapabilmesi ve geniş avlusuyla konukların bir araya gelip sohbet edebileceği bir alan sunması, festival için ideal bir zemin oluşturdu. Hem film gösterimleri hem tadımlar hem de söyleşiler için gerekli teknik ve sosyal alanları bir arada sunması, bu tercihi çok kıymetli kıldı. Festival süresince gelen konuklarımızdan da en çok duyduğumuz şey, mekân seçimimizin ne kadar isabetli olduğu oldu. Fiziksel yapısı kadar atmosferiyle de bu festivalin ruhuna çok yakıştı.


Böyle bir festivali gerçekleştirmek için yola çıkarken destek mi daha çoktu, zorluk mu?
Zorluklar hiç eksik olmadı ama destek de her zaman vardı. Özellikle ilk kez yapılan bir işte herkesin aklında soru işaretleri olur, bu çok normal. Ama ne yapmak istediğimizi iyi anlattıkça, bizi anlayan ve yoldaşlık eden insanlarla karşılaştık. O yüzden zorluklarla birlikte büyüdük diyebilirim. Belki de işin en güzel yanı buydu.
“Hem gastronomi hem sinema alanında bu alana yıllarını vermiş insanlarla konuşmak bize yön verdi.“
Festival ön hazırlığında akıl danıştığınız çok özel kişi ve kurumlar vardı…
Evet, süreç boyunca pek çok kişiyle fikir alışverişinde bulunduk. Hem gastronomi hem sinema alanında bu alana yıllarını vermiş insanlarla konuşmak bize yön verdi. Özellikle farklı disiplinlerden insanlarla tanışmak, kendi bakış açımızı yeniden değerlendirmemizi sağladı. Kimisi bir cümlesiyle temamıza, kimisi önerdiği bir filmle bu festivalin ruhuna katkı sundu.

Festival programını oluştururken nelere dikkat ettiniz?
Birbirini tamamlayan ama aynı zamanda çeşitlilik sunan bir yapı kurmaya çalıştık. Film seçkilerinde lezzet anlatımı kadar toplumsal, kültürel ve duygusal boyutlara da önem verdik. Panellerde ve söyleşilerde farklı sesleri bir araya getirmeye, alanında özgün işler yapan insanları davet etmeye özen gösterdik. Katılımcılar sadece izleyen değil, sürecin bir parçası olsun istedik.
Bir sonraki sene için aklınızda netleşen detaylar var mı?
Evet, bu yıl sahada öğrendiğimiz çok şey oldu. Önümüzdeki yıl hem program yapısını hem de izleyici deneyimini daha da derinleştirmek istiyoruz. Daha fazla uluslararası iş birliği, daha fazla eğitim içeriği ve gençlere yönelik özel bölümler üzerine çalışıyoruz. Ayrıca gastronomi dışında kültür, ekoloji ve hikâye anlatımı gibi tematik başlıkları da işin içine katmak istiyoruz.

Önümüzdeki yıllar Urla’daki lezzet duraklarını ve keşif noktalarını dahil etmeyi düşünüyor musunuz?
Urla’nın sunduğu gastronomik ve kültürel zenginlik, bu yılki festivalin ruhuna büyük katkı sağladı. Ancak bizim hedefimiz bu buluşmayı sadece bir bölgeyle sınırlı bırakmadan, farklı coğrafyalarda da ulaşılabilir kılmak. Gastronominin yerel karakteriyle sinemanın evrensel anlatısını buluşturduğumuz bu yapıyı, ilerleyen yıllarda başka şehirlerde, belki farklı temalarla, farklı tatlarla yeniden kurgulamak istiyoruz. Yani bu festival, tek bir yere ait olmaktan ziyade; bir fikre, bir yolculuğa ait.
Bölgedeki ve diğer illerdeki film ve gastronomi tutkunlarını festivalden haberdar etmek için ne gibi planlarınız var?
Gastronomi ve sinema tutkunlarına daha geniş ölçekte ulaşmak için iki yönlü bir strateji izliyoruz. Bir yandan yurt dışı bağlantılarımızı artırarak festivali uluslararası platformlarda daha görünür kılmak, bir yandan da yerel kuruluşlarla kalıcı bir ağ oluşturmak istiyoruz.
Bu yılki deneyimimizi temel alarak daha güçlü bir iletişim stratejisi kurmayı hedefliyoruz. Sosyal medya ve dijital mecraların yanı sıra gastronomi ve sinema alanındaki odak gruplarla doğrudan temas kurmak, medya iş birlikleriyle etki alanımızı genişletmek istiyoruz. Festivalin yalnızca birkaç güne sıkışan bir etkinlik değil, yıl boyunca süren bir kültürel etkileşim alanına dönüşmesini arzuluyoruz. Bu yapı hem içerik üretimi hem de izleyici kitlesi açısından daha köklü ve sürdürülebilir bir zemin sunacak.
Son olarak işin uzmanına sormak isteriz: kutlamalar için nereyi tercih edersiniz? Favori sokak lezzetiniz nedir?
Favori mekânlarım öncelikli olarak esnaf lokantaları. Çünkü bence bir şehre kimlik katan, ruh katan yerler tam da onlar. Hem Urla’da hem İzmir’de bu hissi veren çok güzel esnaf lokantaları var. O mekanlar sadece yemek değil, aynı zamanda hikâye de sunuyor. Yıldızlı şefler ve onların restoranları zaten dünya tarafından tanınmış durumda; o alanda bir eksiğimiz yok. Ama yerel lezzeti gündelik hayatın içinden yakalayabilmek bambaşka bir şey.
Kutlamalar içinse Urla bu konuda fazlasıyla cömert. Doğayla iç içe olan, geniş avlulara ve açık alanlara sahip birçok mekân bulabiliyorsunuz. Hem kalabalık gruplar için hem daha samimi buluşmalar için seçenek bol.
Artistry of Good’daki tüm Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali haberleri burada.
E-BÜLTEN ABONELİĞİ
E-Bülten aboneliğiyle en güncel haberler e-posta kutunuzda!
İlk yorum yapan siz olun